I've been reading books of old
The legends and the myths
The testaments they told
The moon and its eclipse
~Something Just Like This, The Chainsmokers
1. Kitap:
KANLI KANATLAR
⚜️
1. KISIM
Bir şey olmasaydı
yazmak olmayacaktı..
Başka bir şey de olmasaydı
Silmek olmayacaktı.
-Yalnızlık Paylaşılmaz,
Özdemir Asaf
⚜️
Yüce Büyücü Gorena Erkiman...
Kendi zamanının en güçlü büyücüsüydü o. En azından öyle bilinirdi. Sadece Tronoroto'da değil, namı tüm dünyada duyulmuştu. Adı, küçük cadılara anlatılan masallara konu olmuştu. Şanı, en güçlü krallığın kraliçesi Surma ile yaşadıkları büyülü aşkla almış başını gitmişti. İleride efsanelere konu olacağını ise o zamanlar bilemezdi, bir gün onu öldürenin hayatının aşkı olacağını da bilemeyeceği gibi.
Tronoroto'nun genç ve güzel kraliçesi Surma Aedelin...
O zamanlar bir adı dahi olmayan, ülkeler arası bir savaş ve büyülü insanlarla sıradanlar arasındaki iç karışıklık döneminde başkent Kroneta'da tahta geçmişti. Babası savaş meydanında düşmanlarıyla savaşırken öldürülmüş, onun yerine tahta geçen annesiyse ayaklanan büyücüler tarafından katledilmişti. Ailesinden çoğu kişinin de öldürülmesiyle kısa sürede mecburiyetten tahta geçirilmişti. Devlet büyükleri ve soylular kendisini genç olduğu için, kadın olduğu için ama en önemlisi bir büyücüye aşık olduğu için o tahtta o taçla istemiyorlardı. Ama Surma tahtı sevmişti, tacı sevmişti, gücün damarlarındaki akışı tüm bedenini ele geçirmişti ve herkesten birkaç aylığına izin istemişti. Diğer krallıklarla olan savaşı ağır hasarlar almalarına rağmen yenmelerine az kalmıştı. İç karışıklık o an daha önemli bir meseleydi. Surma bunları bitireceğinin garantisini vermişti.
Büyücü ve cadıların arasında gücünden dolayı hayranlık duyulan, Kraliçe Surma'yla ilişkisinden dolayıysa küçümsenen Gorena, bu süreçte her şeye rağmen sevgilisine yardım etmek istemişti. Büyülülerle sıradanlar arasında anlaşmaya varılması için uğraşmıştı. Ama yıllardır süregelen durumu hiç kimse değiştiremiyordu.
Öldür en güçlüsünü
Sana geçsin tüm büyüsü
Kutsal kitaplarda hatta bazı büyücü eserlerinde bile sıklıkla bahsedilen bu iki dize tüm büyücü ve cadıların lanetiydi. Yıllardır bilip bilmeden sıradanlar, güçlü büyülü insanları avlar olmuştu. Herkes en güçlünün gücüyle en güçlü olmak istiyordu. Sorsanız büyücüleri ve cadıları aşağılayan halk, aslında onların gücünü kıskanıyordu. Büyücü ve cadılarsa kendi güçleriyle sıradanların üzerinde üstünlük kurmayı seviyordu. Kimsenin masum olmadığı bu dünyada herkes rol yapıyordu ve Surma başroldeydi. Bir zamanlar -belki de hâlâ- sevdiği adamı öldürürse ailesinin intikamını alacak, krallığını kurtaracak, belki büyük bir güce kavuşacak ve unutulmayacak bir kraliçe olacaktı. Gorena'yla sarayın bahçesinde buluştukları bir gün, hepsini kurtarabilecekleri bir planı olduğunu söyledi.
"Bir lanet..." dedi Gorena'nın mavi gözlerine dolu gözleriyle bakarak. "Bir lanet yapsan tüm büyücü ve cadılara, artık biz sıradanlara hiçbir şekilde büyüleriyle zarar veremeseler? Sıradan halkım da size zarar vermeyi bırakır o zaman."
"Sıradanlar sadece bir savaşla bize zarar vermedi ki..." dedi Gorena kendi içinde de bir savaş verirken. "Bundan önce defalarca büyü güçleri olduğu için sırf öldürüldüler. Bu savaşı doğru bulmuyorum ama onları engelleyemiyorum da. Haklı oldukları noktalar var. Oysaki diğer krallıklar karşında diz çökmüşken en güzel zamanların bizim için olması gerekirdi."
"Sevgilim..." dedi Surma tutkulu sesiyle. "Ya bana zarar verirlerse bu savaşın içinde? Ya bize zarar verirlerse?"
"Kimse bize zarar veremez. Hiçbir büyücü ya da cadı benim gücüme denk bile değil. Bana ne yapsalar zarar veremezler, sana da zarar vermelerine engel olurum."
"Senin için korkmuyorum zaten, sevgilim. Karnımdaki bebeğimiz için korkuyorum. Doğmadan ölmesinden korkuyorum, bir savaşın içine doğmasından korkuyorum."
"Hamile misin?" dedi Gorena sevinçten yaşaran gözlerle. Surma başıyla onu aynı şekilde onayladığında Gorena onu kaldırıp bahçenin ortasında döndürdü ve kahkahalar attı. Surma'nın dudaklarına yapıştı, onu daha önce belki de hiç olmadığı kadar büyük bir sevgiyle öptü. Gökyüzünde kocaman bir gökkuşağı oluşmasını sağladı, kelebekleri çevrelerinde dans ettirdi ve kuşlara aşk şarkılarını söyletti. Gorena "Onu hissedebilir miyim?" dedi ve izin aldığında avucunu Surma'nın karnına yaslayıp büyüsüyle bebeğini hissetti.
Daha doğrusu bebeklerini. O gün ikisi de biri kız biri erkek, ikizleri olacaklarını öğrenmenin mutluluğuyla doluydu.
"Tüm dünyanın karşımızda durmasına rağmen seni ölene dek sevecek olan beni kocan olarak kabul eder ve benim eşim olur musun, her şeyim?" dedi Gorena sevgilisinin ve kraliçesinin önünde diz çökerek.
"Evet, senin her şeyin ama en çok da eşin olurum." dedi Surma ve bir kez daha sarıldıklarında Gorena kendi insanlarını lanetleyeceğine söz vermişti.
Gorena birkaç gün boyunca yapacağı lanet üzerinde çalışmış, büyülü sözlerini hazırlamış, iksirler yapmıştı. O yanında değilken büyülü bir ok tarafından neredeyse vurulacak olan Surma, işleri hızlandırmasına sebep olmuştu. Bir gece yalnız başına çıktığı Dambrin'in yükseklerinde bir sıradanı öldürüp kendi kanıyla laneti bağlamıştı. Onu kimsenin duymayacağı dağ başında büyülü sözleri yüksek sesle bağırmıştı. Sonra içinden, ciğerlerinden sanki bir ruh çekiliyormuş gibi hissetmişti. Göğsü ağrımış, canı yanmıştı. Ve lanet işlemeye başlamıştı.
Surma, saraydaki odasında Gorena'nın gelmesini bekliyordu. O gece gökyüzü açıktı, yıldızlar ayın gözüne girebilmek için sanki ayrı bir çabayla ışıldıyordu. Hava serindi, esinti vardı. Surma, sevgilisinin yolunu eteklerinde mor kuvarslar olan uzun şık bir elbise ve yine mor kuvarslardan bir taçla gözlüyordu. Eli henüz belli olmayan karnındaydı. Bu gece babalarını öldürecek olsa da onları koruyacaktı.
Kapı yavaşça aralanıp Gorena içeri girdiğinde Surma öldüreceği adama son kez baktı. Kendisinden büyük olsa da Gorena da gençti, bu kadar güçlü bir büyücünün nasıl bu kadar da genç olduğuna kimse akıl sır erdiremezdi. Gücü büyüsüyle sınırlı değildi. Yüzü sertti ama kendisine olan bakışları yumuşacıktı. Aşığı için her şeyi yapabilecek olan adamın bakışlarıydı bunlar. Gözleri mum ışığında sıcacık bir mavi, saçları açık kahverengiydi. Kısa sakalları ona yakışıyordu. Surma'nın yanına emin adımlarla ilerlerken kraliçe iç çekmeden edemedi. Onsuz yapabilecek miydi?
Gorena, sevgilisi uyuyorsa diye yavaşça açtığı kapıdan karşısında onu bekleyen güzel kadına doğru ilerlerken ondan gözlerini ayıramıyordu. Sanki onu son kez görüyor gibi bir his vardı içinde. Büyülü bedeni alarm çanlarını çalıyor, adeta tehlikeyi ona haber veriyordu. Karşısında krallıktaki her erkeğin arzuladığı o güçlü, akıllı, asil, galip ve güzel kraliçeye karşı olan hislerine söz geçiremiyordu. Gözleri onun gözlerinden karnına kaydı ve hafifçe gülümsedi. Surma'nın zihninin derinliklerini görmek için kıvranan büyüsünü zapt etti. Güçlü bir büyücü olması onun lütfu mu yoksa onun cezası mıydı, bilmiyordu. Ayrıca büyüsü, Surma'ya baktıkça üzerine basılmış gibi hissetmişti. Yine de morlar içindeki sevgilisine odaklandı. Yeşil alevlerin telaşla dalgalandığı gözlerine baktı.
Gorena ensesini kavrayıp başını kendine doğru çektiğinde Surma onun öpüşüne karşılık verdi. Gorena'nın titrediğini fark etti. Kendisi de onunla titriyordu. Elini Gorena'nın göğsüne, kalbinin üzerine bastırdı ve hızlanan atışlarını hissetti.
Dudaklarını dudaklarından ayırdı ve "Seni seviyorum." diye fısıldadı Gorena'nın kulağına. Ardından dudaklarını Gorena'nın boynuna doğru kaydırdı, şah damarının üzerinde bir süre oyalandı ve "Seni seviyorum." diyen Gorena'yı duymasıyla kalçasının altına sakladığı hançerini Gorena'nın kalbine saplaması bir oldu.
Gorena hançeri tutarak Surma'nın yanına yığıldı. Gözlerini Surma'dan ayırmadı. "Neden?" diye sordu.
"Seni seviyorum ama bazı şeyleri senden daha çok seviyorum." dedi sadece Surma, dolan gözlerini Gorena'nınkilerden ayırmadı.
Gorena kendisini iyileştirmek için birkaç büyü mırıldanmayı denedi. Hançeri çekip yanına bıraktı ve kanamasını durdurmaya, kalbini onarmaya çalıştı. Surma hançeri bir kez daha kalbine sapladığında ağzından kanlar boşalmaya başlamıştı. Son nefesleriyle bir lanet daha kurdu.
Başından aşağı bir yaprak dökümü
Ama bu ağaç yeniden yeşermeyecek
Çünkü gövdesi kalınlaşsa da
Ruhu incelemekte daima
Surma anlamını o zamanlar bilmese de sözlerin derinliğini fark etti, yine de onu engellemedi. Gorena deniz mavisi gözleri açık, ona bakar bir şekilde ölürken Surma ilk defa acıyı hissetti ama pişmanlığı hissetmedi. Gorena'nın gözlerini titreyen elleriyle kapatırken yanağına bir öpücük bıraktı.
Bu günden sonra her şey değişecekti. Savaşı yenmişlerdi, artık iç karışıklıklar da çözülecekti. Asiller kendi tarafında olacaktı. Ayrıca sevgilisi olduğu halde zamanının en güçlü büyücüsünü öldürmüştü. Büyülü insanlara bir darbe indirmiş ve sıradanların zaferini bir kez daha ilan etmişti. Büyücü ve cadılar, sonsuza kadar lanetin etkisinde kalacak ve tehdit olmaktan çıkacaklardı. Surma'nın bir diğer isteği olan Gorena'nın büyüsüyse asla ona geçmeceyekti. Surma hayal kırıklığına uğramıştı.
İkisinin de adı yıllarca anıldı. İyi veya kötü. Surma, düşman olduğu krallıklardan birinin dul kralıyla evlendi. İkizlerini sağlıklı bir şekilde doğurdu. Ama kız olanını vakitsiz bir şekilde kaybetti. Hiçbir büyücü onu iyileştirmedi, hiçbir cadı cezası ölüm olsa bile onu kurtarmak istemedi.
Lanetlenen bir tek büyülü halk olmamıştı. Surma da lanetlenmişti. Gorena'yı öldürdüğü günden itibaren her gün saçlarına birer birer aklar düştü. Gözlerinin rengi gitgide açıldı. Evlendikten sonra yüzü kırışmaya başladı. Çocukları doğduğunda bile mutlu olamadı. Gülümsemek istediğinde canı yanıyordu. Kahkaha atmak isterken sesi karga gibi çıkıyordu. Kocası ve oğlu dahil kimse tarafından tam olarak sevilemiyordu. Başka çocuğu olmamıştı, tüm arkadaşları ölmüştü.
Surma, bu şartlar altında çok uzun bir ömür yaşayamadı. Krallığıyla ilgili birçok şeye tanık oldu. Ama yine de ömrü bir sıradanınkinden bile kısaydı ve öldü. Gorena'nın o dağa çıkmadan önce iki ayrı yere lanetin bozulmasıyla ilgili büyülerini bıraktığını bilmeden öldü. Bir gün onların bulunacağını ve lanetin sona ereceğini bilmeden...
Okuduğunuz için teşekkürler!
KANLI KANATLAR~ 1. Kısım- Giriş
İnsan daima daha güçlü olmak ister daha fazlasını ama bilmez ki istedikleri olsa da asla tatmin olmayacaktır. Surma sevdiği halde güç pahasına sevdiği adam Gorena’yı öldürdü ama güçleri asla ona geçmedi. Merak ettim nasıl bir anne sırf güç İçin çocukların babasını öldürür ki.
Ziyaretçilerimize Reklamlar göstererek Inkspired’ı ücretsiz tutabiliriz. Lütfen AdBlocker’ı beyaz listeye ekleyerek veya devre dışı bırakarak bizi destekleyin.
Bunu yaptıktan sonra, Inkspired’i normal şekilde kullanmaya devam etmek için lütfen web sitesini yeniden yükleyin..