Birinin beni sarmaladığını ve enseme sıcak öpücüğünü bıraktığında Morlis diye gülümsemiştim. Karnımın üstündeki elini tuttuğumda çok tanıdık bir yüzük mü bilmiyorum ucundaki sivri iğneyi tanıdığımda yerimden zıplayarak doğruldum. Yüzünü göremediğim bir yabancı biri bana “ Lita beni hatırladın mı ?” Sen kimsin ve neden bana bu kadar tanıdık bir his veriyorsun “ Ben yaşıyorum lita ve yakında karımı yani seni yanıma alacağım.” Hayır hayır ben seni diri diri yaktım. Canlı olamazsın.

Gözleri anında gözlerimi bulurken kasılan bedeni ile yüzüne sıcak bir gülümseme kondurdu, geri az önce bulunduğun yere inmeden alnına da yanı sıcaklık ve yumuşaklılıkla öpücük kondururken gözlerinin kapanmasından cesaret alıp dudaklarımı yüzünün her yerinde gezdirmeye başladım, alnı, şakakları, gözleri, yanakları, yeni çıkmaya başlayan sakalları, dudaklarının yanından geçip yüzünü öpüşlere boğduktan sonra tekrardan burnunun ucundan öpmüştüm.

Gözleri anında gözlerimi bulurken kasılan bedeni ile yüzüne sıcak bir gülümseme kondurdu, geri az önce bulunduğun yere inmeden alnına da yanı sıcaklık ve yumuşaklılıkla öpücük kondururken gözlerinin kapanmasından cesaret alıp dudaklarımı yüzünün her yerinde gezdirmeye başladım, alnı, şakakları, gözleri, yanakları, yeni çıkmaya başlayan sakalları, dudaklarının yanından geçip yüzünü öpüşlere boğduktan sonra tekrardan burnunun ucundan öpmüştüm.

AĞUSTOS BÖCEĞİ VE KARINCANIN HİKAYESİNİ BİLİYOR MUSUNUZ? YA KARINCA BİR BAŞKOMİSERİ, AĞUSTOS BÖCEĞİ DE İYİLİK VE KÖTÜLÜĞÜN ARASINDA SIKIŞIP KALMIŞ DÜŞMANINI TEMSİL EDİYORSA AĞUSTOS BÖCEĞİ VE KARINCANIN HİKAYESİNİ BİRDE BENDEN DİNLEYİN... ZİNCİRLEME CİNAYET KİTABIMIN 'AGUSTOS BÖCEĞİ VE KARINCA' BÖLÜMÜ YAYINDA. İYİ OKUMALAR...

... Diye çığlık attı. Sonunda hayal ettiği gibi bir uzay gemisinde görev alacaktı. Dudaklarına gülüşünü saklamadı, hanım ağanın şaşkın bakışları arasında kendi etrafında dönüp sevinçle aralar atıyordu. Hanımağa merakla sordu"Neden?"Sabuha gülümsedi"merak kimsenin görmediği, kimsenin bilmediği şeyleri görme arzusu ,ben hep yıldızları merak ettim."hanımağa güldü .Sabuha her zaman farklıydı ve eğer bir şey istiyorsa kimse onu durduramazdı.

Sabuha 4 saattir delice yumruklamamış gibi kum torbasına tekrar yumruğunu geçirdi. Bugün sonuçlar belli oluyordu ,hayatında uzun zamandır ilk defa bir şeyi çok istiyordu. Tekrardan kum torbasına yönelirken hanım ağanın sesiyle yumrukları havada kaldı." Gerçekten bu kadar çok mu istiyorsun bizden kurtulmak" "Haşa sadece nasıl tarif edeceğimi bilmiyorum ama orada olmalıyım"hanımağa güldü. "O zaman müjdemi isterim Ata-1 gemisine atandın"sabaha duyduğu kelimelerle gözlerini kocaman açıp "yaşasın"...

Günün ilk ışıklarından önce Taze toprak kokusu da oldum evime Büyük ihtimalle ben uyurken Gökyüzü gözyaşlarıyla sulamıştı Bizim canını okuduğumuz zavallı dünyayı O ağlarken uyudum Uyandığımda sanki Dünya Gökyüzünün gözyaşlarıyla temizlenmiş gibiydi...

"Sana söz veriyorum Hazal, o şerefsizi bulup kendi ellerimle öldüreceğim. Sana yaşattığı her şeyin bedelini teker teker herkese verecek, onu işkenceli, kanlı ve bol çığlıklı günler bekliyor olacak. Gözünden süzülen her yaşın hesabını teker teker vermeden gitmeyecek toprağın altına, hatta toprak bile onu kabul etmeyeceği için ateşe vereceğim onu. Sen yeter ki iyi ol, yeter ki bana geri gel iste bu uğurda dünyayı önünde diz çöküreyim, ama beni bırakma"

"Sana söz veriyorum Hazal, o şerefsizi bulup kendi ellerimle öldüreceğim. Sana yaşattığı her şeyin bedelini teker teker herkese verecek, onu işkenceli, kanlı ve bol çığlıklı günler bekliyor olacak. Gözünden süzülen her yaşın hesabını teker teker vermeden gitmeyecek toprağın altına, hatta toprak bile onu kabul etmeyeceği için ateşe vereceğim onu. Sen yeter ki iyi ol, yeter ki bana geri gel iste bu uğurda dünyayı önünde diz çöküreyim, ama beni bırakma"

Hafız basit bir adamdı. Hayatında sadece siyah ve beyazlara yer olan farklı renkleri kabul etmeyen biriydi. Ama şu an bulunduğu durum farklı bakış açısına ihtiyaç duyuyordu ki Hafız'ın bunu kabul etmesi bile başlı başına bir gelişmeydi

"Deniz güzel ama sen çok daha güzelsin." "Benim tatlı sevgilim." "Denizi senin yüzünden sevdim. Yıldızlar akşam gökyüzünü süslerken seninle kumların üzerinde otururken sevdim."

Anne babasına, annelik ve babalık yapmak zorunda kalan kişiler kendi hayatlarını yaşarken suçluluk duyarmış.

" Bir varlık düşünün, küçüklüğünden beri umursanmayan, satılacak bir mal gibi görünen, bir varlık düşünün geceleri sokakta yürürken korku içinde yürüyen, sürekli arkasını kollayan, bir varlık düşünün, yalnız ve çaresiz. Yardım alamayan, arkasında kimsesi olmayan, etrafı Çakallar sürüsü tarafından ele geçirilen, bir varlık düşünün, var olduğunu herkese kanıtlamaya çalışan, bir kadın düşünün hiç doğumamış olmak isteyen, bir kadın düşünün erkeği var eden... "

" Bir varlık düşünün, küçüklüğünden beri umursanmayan, satılacak bir mal gibi görünen, bir varlık düşünün geceleri sokakta yürürken korku içinde yürüyen, sürekli arkasını kollayan, bir varlık düşünün, yalnız ve çaresiz. Yardım alamayan, arkasında kimsesi olmayan, etrafı Çakallar sürüsü tarafından ele geçirilen, bir varlık düşünün, var olduğunu herkese kanıtlamaya çalışan, bir kadın düşünün hiç doğumamış olmak isteyen, bir kadın düşünün erkeği var eden... "

" Bir varlık düşünün, küçüklüğünden beri umursanmayan, satılacak bir mal gibi görünen, bir varlık düşünün geceleri sokakta yürürken korku içinde yürüyen, sürekli arkasını kollayan, bir varlık düşünün, yalnız ve çaresiz. Yardım alamayan, arkasında kimsesi olmayan, etrafı Çakallar sürüsü tarafından ele geçirilen, bir varlık düşünün, var olduğunu herkese kanıtlamaya çalışan, bir kadın düşünün hiç doğumamış olmak isteyen, bir kadın düşünün erkeği var eden... "

Hastayım ben. İçim hasta, düşüncelerim hasta, hayatım hasta. İhtiyacım olan ilacı bulacağımı umuyorum. Sadece umuyorum. Benim hayatım hasta, benden daha hasta. Bu yüzden sadece iyi hissetmek istiyorum. Çünkü, hastayım ben.

Ortama sesizlik hakimdi. Sesizliği Richard bozdu.Ante jet hızıyla sağ elinin soğuk iri parmaklarıyla Richard'ın sol kolundan tutup camdan aşağıya fırlattı.Ardından kanat sesi duydum.Richard siyah kanatlarını çırparken öfke kusan gözler ile Ante'ye baktı. Richard öfkeli bir sekilde kükredi. "Seni kan emici senin gibi ruhsuz bir canavarı ,Mirel nasıl sevdi." Ante öfkesini kusarak bağırdı. "Ruhsuz canavar sensin!Mirel'i sen öldürdün!"

“İgnis’in nerede?” Hay aksi. “Odada kaldı.” Dedim neden dünyanın sonuymuş gibi davrandığına anlam veremeyerek. James ofladı. Bir elini kahverengi saçlarının arasından geçirip derin bir nefes aldı. “Gidip onu al. Sonra da balo salonuna gel.” Yüzüme doğru salladığı işaret parmağına bakarken suratımı ekşittim. “Kendine çeki düzen ver.” Derken hareketlenmiştim. Tam yanından geçerken kulağına eğildim. “Aptal gibi eline yüzüne bulaştırıp hepimizin başını yakma.”

Söylediği şeyler her ne kadar içimi kıpır kıpır yapsa da gerçekler vardı, ikimizin de bildiği, ikimizin de bile bile kabul ettiği gerçekler vardı. Mesela onun sevgilisi vardı, en büyük gerçek buydu, aramızdaki en geçilmez yıkılmaz yalan ile kapatılmaz gerçek buydu, sonra oyundu herşey, bu da yok sayılacak bir şey değildi, bir kaç ay evli kalıp ayrılacaktık. Yalanı sadece ikimiz bilecek herkese güzel bir tiyatro oynayacaktık, bu oyunda aşk yoktu, bu oyun sahte bir sahnede,

Söylediği şeyler her ne kadar içimi kıpır kıpır yapsa da gerçekler vardı, ikimizin de bildiği, ikimizin de bile bile kabul ettiği gerçekler vardı. Mesela onun sevgilisi vardı, en büyük gerçek buydu, aramızdaki en geçilmez yıkılmaz yalan ile kapatılmaz gerçek buydu, sonra oyundu herşey, bu da yok sayılacak bir şey değildi, bir kaç ay evli kalıp ayrılacaktık. Yalanı sadece ikimiz bilecek herkese güzel bir tiyatro oynayacaktık, bu oyunda aşk yoktu, bu oyun sahte bir sahnede,

“Sen gerçekten de ruh hastasısın. Kimsin nesin bilmiyorum ama beni şu anda serbest bırakmazsan senin için bedeli çok ağır olacak,” diye tehditler savurdum. Kadın acı acı gülümsedi. “İnsanların arasında yetişmen seni ürkek ve özgüvensiz yapmış. Yakında bunların hepsinden kurtulacaksın. İki dünya da gerçek Ambrosia’yı görecek.”

“Kaç dakikadır o şekildeler?” diye sorduğumda Ozan’ın dikkati dağıldı ve beni fark etti. Gülümseyerek saatini kontrol etti ve “Ben geleli beş dakika olmadı ama geldiğimden beri bu pozisyondalar,” dedi. “Rekor değil yani.” “Rekor?” “Bir kez kızlarla yurdun önündeki banklarda otururken kronometreyi açıp bir çiftin sarılma süresini hesapladık. 17 dakika birbirlerinden ayrılmadılar. Kayda geçen rekor o.” “Ciddi olamazsın?” dedi Ozan inanamayarak. “Çok ciddiyim.”

Kocacığım ❤️❤️‍🔥: Güzelim Kocacığım ❤️❤️‍🔥: Ceylan gözlüm Kocacığım ❤️❤️‍🔥: Yabani gülüm Kocacığım ❤️❤️‍🔥: Bebeğim **** Kocacığım ❤️❤️‍🔥: Şu an öfkeden kızaran yanaklarını ısırmak istiyorum __________________________________ (Son düzenleme ve aşk bölümüm yanında 🤗🤗 koşun koşun 😂😂😂)

"Kuzey abim ablamı seviyor bir kere ! Evlenecekler onlar !" "Az önce müstakbel karıma söylediğiniz şeyleri bir kere daha dile getirsenize !" "Niye duymadın mı ?" "Yok ! Sizi nasıl buraya müşteri yapacağımı düşünüyordum !" "Kuş gibi şakıyor diyorduk, bülbül gibi. Bir yudumluk su diyorduk, burda böyleyse yatakta nasıl inler-" _____________________________________ (Gereken yapıldı 👍🏻 ilk kıskançlık belirtisi hayırlı uğurlu olsun 🤗)

"Sen ne dediğinin farkındamısın Yoongi. Ölümlülere bir ikinci şans verilemez. Onlar için verilebilecek bir ikinci şans sadece Cennet olur. Ama eğer bunu yaparsakta adaletsizlik olur. Sen adaletli bir tanrısın. Yüzyıllardır ölüler ülkesini yönetiyorsun. Bunu bizden iyi bilmen gerekirdi. Bu konuda ki görüşüne  asla katılmıyorum ve yanlış buluyorum."  Zeus görüşünü  sert bir şekilde bildirkten sonra söz Poseidon'a  geçmişti.

"Wolfe mi? Damien'ın soyadı farklı diye hatırlıyorum sanki." Boğazımı temizleyerek, düşünceli görünen Diana'ya cevap verdim. "Yedi yıl önce, yasal olarak varis olduğunda yaptığı ilk eylem ismine bu adı ekletmekti. Neden bu kadar garipsedin? Bu, çok sık yapılan bir uygulama." Omuz silkerek açıklama yapmayacağını belli eden Diana, salondan çıkmadan önce kısa bir veda konuşması yaptı. "Önemli değil. Uyumaya gidiyorum." Öncesi ve sonrası profilimde, yayımda. Umarım şans verirsiniz.

Özgür olduğumuzu sanıyoruz, ama aslında duvarlar arasında ağır ağır çürüyen ruhlarımızın kokusunu dahi fark edemiyoruz. Özgürlük, sadece bir yanılsama; dışarıda, her nefesle birlikte ruhlarımız koparılıp atılıyor, bir hiçliğe savruluyor. Zannediyoruz ki zincirlerden kurtulduk, ama aslında her adımda daha derin bir karanlığa batıyoruz, farkında olmadan tutsaklığın en ağırına boyun eğiyoruz.

"Cidden bu dileği yerine getirecek miyiz?" diye soru yöneltti Eos. "Dilek diğerlerine baka bir ailesi olmasını istemesi." diye cevap verdi Helios. "Ama her bir dileğin bir bedeli oluyor Eos ve Helios." diye cevap verdi Selene. "Aynen bir çocuk dileğinin bedeli ne olur acaba?" diye soru yöneltti Helios. "Hiç bilmiyorum." dedi Selene.