İnsanların dünyadaki tek özgür irade sahibi varlıklar olması, er ya da geç bir gün kendi sonlarını getireceklerinin bir göstergesiydi. ‘Doğa insan olmadan da yaşar; ama insan doğa yok olduktan sonra yaşayamaz.’ demiş Paul EHRLICH. Her ne kadar akıl sahibi olsalar da, her ne kadar insanlığın ilk var oluşundan bu yana uygar bir toplum haline gelip, teknolojinin vaat ettiği yeniliklerle zayıf bünyelerine rağmen besin zincirinin en üstünde kalmayı başarmış olsalar da, dünya insanların aç gözlülüğünü dindirecek her şeye sahip değildi. Sekülerlikten başka hiçbir şey düşünemeyen insanoğlu, artık yokluğun altında ezilen bir dünyada yaşıyordu.
Yıl 2503, fakat hayat kimsenin hayal ettiği gibi değildi. Uçan arabalar veya süper teknolojik aletler yoktu. Uzaya kolonize olunmamıştı. Dünya bu yüzyılda, ilkinde nasıldıysa yine öyle olmuştu. Açlık ve yokluk tüm dünyayı sarmalamıştı. Toprak kirlilikten dolayı o kadar verimsizdi ki, tarım ürünleri için artık bir zehir haline gelmişti. Denizler o kadar toksik atıklarla dolmuştu ki, su artık temizlenemez hale gelmişti. Dünyanın ekosistemi öyle bir değişime uğramıştı ki, kimsenin aklına gelmeyecek yaratıklar, bitkiler, ve hatta nereden geldiği bilinmeyen büyüler ortaya çıkmaya başlamıştı. Bazıları bu büyülerin tanrılar tarafından bahşedildiğini savunurken, bazıları ise bunu tamamen dünyanın anlık durumuna ve bilime dayandırıyordu. Fakat bir gerçek vardı ki, bu büyülü güçler insanlara verilmek için ortaya çıkmamıştı. Sanki birer lanet gibi, verdikleri gücün üstüne, bir bedel alırlardı. Bu sebeple onlara ‘Lanet’ dendi. Sayıları çok az olsa da, bazılarının büyülü güçlere sahip olmasına rağmen bir bedel ödemediği ortaya çıktı. Ve bu kişilerin sahip olduğu büyülere de ‘Kutsama’ dendi. Zamanla bu güçlerin sadece insanlarda değil, farklı türden yaratıklarda da olduğu keşfedildi. İki taraf da irade sahibi canlılar olduklarından, bu aralarında kızışmaya yol açmıştı. Bu durum ırk ayrımından daha farklıydı, burada tür ayrımı söz konusuydu. Bu yüzden İnsanlar ve yaratıklar hiçbir zaman anlaşamadılar. Hayat felsefeleri farklıydı. Biri zayıf bünyesini ayakta tutabilecek sürü gücünden mahrum kalmış bir şekilde hayatta kalmaya uğraşırken, öbürü daha yeni doğmuş ve ona verilen bu hayatı keşfetmeye çalışıyordu. Ve dünyanın yeni haline adapte olmuş bir şekilde evrimleşen bu yaratıklar, açıkça insanlardan daha güçlüydü ve hayatta kalmak için onları yemekten çekinmiyorlardı. Kendi ettiklerinden bulan insanoğlu, bir de bu yeni türün gelişmesiyle bir darbe daha yiyip, besin zincirindeki tahtını kaptırmıştı. Böylesine acımasız bir evrende dünyaya gelen bir insan olduğunuzu, fakat 19 yaşında gözlerinizi açıp geçmişinizle ilgili hiçbir şey hatırlamadığınızı düşünün. İşte bu hikaye kendisiyle ilgili sorulara cevap arayan Miller’ın hikayesidir.
Merci pour la lecture!
İlgi çekici, animesi çıkarsa kesin izlenir. Karakterler çok havalı ve hikaye çok ilginç ilerliyor. Bölüm arasındaki resimler de güzel bir hava katmış 👏👏👏
Bilim kurgu ve distopyayı zaten severim ama bu... Okurken sahneler betimlemeler sayesinde bir bir gözlerimin önünde belirdi. Bir kitap okumaktan çok bol gizem ve aksiyonlu bir film izlemek gibiydi.Merak unsuru o kadar iyi işlenmişti ki her bölümü okurken ayrı sorular çıktı önüme. Bilim kurgu okumayı seviyorsanız kesinlikle şans vermeli ve okumalısınız🌸💫
Durmak bilmeyen heyecan verici, nefes kesici, macera dolu, olaylı hikayesi ile sizi etkileyecek bir distopya... İnkspired'ın kesinlikle okunması gereken hikayelerinden biri ✨
Bölümlerindeki akıcılık tıpkı aksiyon türünde bir çizgi dizi veya anime izlerken oluşan sürükleyicilik gibi. Gelecekte dünyanın gerileyeceği ve daha kötü bir hâle geleceğini konu alan kurgulardan. Farklarına gelecek olursam, büyü ve büyülenme içerikleri mevcut. Gizem unsuru da güzel kullanılmış. Okura hikayeye tahminlerle bol bol katılma fırsatı sunuluyor.
Yazım dili, akıştaki karakterle birlikte okuyucuya da neler oluyor hissiyatı, içerisinde bulunulan dünya okumada akıcı ve bir ritme sahip. Okumada zorlamıyor. Animesi olsa izlemek isterdim 🙂
Tüm bölümlerde gizeme gizem, aksiyona kasiyon katıldı. Hiç sıkmadı. Olaylar hızlı ve güzel bir şekilde gelişti. Okurken sanki bir film izliyor gibi hissettim. Her bölüm sonunda, diğer bölümü daha fazla merak ettim. Akıcı anlatım, betimlemeler,ayrıntılar, ve olay örgüsüyle fantastik severlerin mutlaka okuması gereken bir kitap. Emeğinize sağlık ⚔️
Nous pouvons garder Inkspired gratuitement en affichant des annonces à nos visiteurs. S’il vous plaît, soutenez-nous en ajoutant ou en désactivant AdBlocker.
Après l’avoir fait, veuillez recharger le site Web pour continuer à utiliser Inkspired normalement.