Adını Sordular Söylemedim Suivre l’histoire

Adam acaba kadın aynı duyguları hâla kalbinde hissediyor mu diye düşünüyordu. Bugün düşündüğü bir şey değildi haftalardan beri aklında takılı kalmış ve ruhunu kemirmeye başladığını fark ettiği bir soruydu. Kadın bunu farketmeden mi yapıyordu yoksa bu davranışları sigara ve biranın fena halde içileceği günlerin bir önhazırlığı ve yahut habercisi miydi? Bilinmez. Adama göre önemli olan hissedilen duygulardı. Hissedilen dugular ilk günkü gibi kalabiliyor muydu? Bu soru bir bilinmezlik içinde kalsa da adam biliyordu ilk günkü gibi hissediyordu. Zamanmı bu hissi öldürmüştü? Yoksa adam ilk günlerde olduğu gibi değilmiydi? Kadında uyandırdığı heyacanı ve merakı hayatlarını beraber paylaştıkları süre zarfında yitirmiş miydi. Adam kabullenemiyordu kadın çoktan vazgeçmişti adam hâla mücadele içerisindeydi.

Bir insan sevdiği kişiden vazgeçemez ki diye düşünüyordu. Düşünmek yoran bir eylemdi,o eylemi gerçekleştirdikçe saçma senaryolar kuruyordu ve o senaryoların gerçekleşeceğine inamak bile...
Düşünceler evet düşünceler adamın bunlardan uzaklaşması gerekiyordu. Düşüncelere bağlı yaşamak gerçek dünyadan soyutlaşmak...

Adam oturduğu tekli koltuktan uzanıp masada duran biranın son damlalarını fondipledi ve samsun paketinden bir dal alıp ağzının köşesine naifçe yerleştirdi. Çakmak var mı diye etrafa bakınırken kadın o esnada adamın sigarasını yaktı. Adam arkasına döndüğünde kapanmakta olan balkon kapısını gördü. Kadının geldiğini görmemişti yoksa düşünceler içerisinde miydi? Buna artık bir son vermesi gerekiyordu. Kadın adamın yanındaki diğer tekli koltuğa oturdu ve samsun paketinden bir dal daha kadın aldı. Adamın tutmaya artık korkar olduğu elleriyle samsunu nazikçe ateşledi. Derin bir sessizlik çöktü odaya.

Sessizliği ikisinin de bölmeye niyeti yoktu. Burada size odanın her bir ayrıntısını tasvirleyip anlatmak istemiyorum ben basit bir yazarım ondan olmalı çünkü insanların en büyük problemleri herhalde çok fazla konuşmaları olmalı. Adam susardı hep, susup sadece kadını seyrederdi dalgalı saçlarını pek kırpmadığı o parlayan gözlerini yanaklarındaki kırmızı yuvarlıkları...

İçilen samsunlar yarısına kadar gelmiş ve adam samsundan bir duman daha aldıktan sonra ondan beklenmeyen bir davranışla kadına dönüp konuşmaya başladı

-Ne zaman eve geldin?

-Sen uyurken geldim gece 3 4 gibi erken uyumuşsun şaşırdım şu pantolonla uyuma alışkanlığını da bırakmalısın daha rahat uyu-

Uyuman için diyecekken adam duman ağzında şu sözleri söyledi
"rahat uyuyabilmem için sadece yanımda olman gerekiyor" dedi ve sustu.

Kadın adama bakıp gülümsedi