Dünya o sabaha biraz daha uykusuz uyanmıştı. Gece büyük bir sarsıntı olmuştu, yıkılan bir yer veya yaralanan kimse olmasa da sarsıntının sebep olduğu panik, uykuları kaçırmaya yetmişti. O gün o mahallede, esnemelerin eşliğinde kimseye belli etmemeye çalıştıkları bir endişe ile başlamışlardı güne...
Çoğu için büyük kaygı sebebi olan bu sarsıntı, onun için kaygı duymak şöyle dursun, herhangi bir geceye göre sabaha daha eğlenceli şekilde uyanması için ona doğanın sunduğu büyük bir hediye gibiydi. Lunaparkları küçüklüğünden beri çılgınlık derecesinde seven bu adam için, evinin mini bir lunaparka dönüşmesinin oluşturacağı her tür sonuca hazırken, böyle bir eğlencenin neresi kötü olabilirdi ki...
Uyandığında, evinin birçok kişi için çığlık sebebi olabilecek seviyedeki bu sarsıntısı, onun gözünde sanki bir geminin sakin bir rıhtımda güvenle yol alırken ince ince salınımı kadar tatlı bir eylemdi. Bunu görmenin onda oluşturduğu anlık huşu ve göklere yükselme heyecanı ile pompalanmaya başlanan adrenalin hormonu, anında uyku sersemliğinden kurtulması için yetmişti. Yüzünde ise endişeden çok çok uzak, bir nevi uzun zamandır görmediği bir dostu ile hiç ummadığı bir anda karşılaşma sıcaklığı kadar kucaklayıcı ve kabulleniciydi.
Herşeyin ideal olduğu mükemmel bir dünyada olsaydık nasıl olurdu. Read more about Armanya.
Thank you for reading!
We can keep Inkspired for free by displaying Ads to our visitors. Please, support us by whitelisting or deactivating the AdBlocker.
After doing it, please reload the website to continue using Inkspired normally.